Sağlıklı beslenme eşittir sağlıklı ruh
İnsan yaşamının temel ihtiyaçlarından biri de beslenme… Sadece doymak için yapılan bir eylem gibi görünse de arka planda çok daha karmaşık çok daha kompleks yapıda bir mekanizma söz konusu. Özellikle de beslenmenin sağlığımız üzerindeki etkileri yadsınamaz. Ancak bilim insanları son zamanlarda beslenmenin fiziksel sağlığımıza olan etkilerinin yanı sıra mental sağlığımız üzerindeki yansımalarını da ortaya koyuyor. Ortaya çıkan sonuçlar ise hem inanılmaz hem de çok şaşırtıcı. Çünkü yanlış beslenme aynı zamanda zihinsel sorunları da tetikleyebiliyor. Diğer yandan ise doğru beslenme, zihinsel refahı teşvik ediyor. İşte beslenmenin psikolojimize etkisi…
Beslenme psikolojimizi nasıl etkiler?
Renkli, taze ve lezzetli… Meyve ve sebze dostları, birçok nedenden dolayı ruhsal olarak çok daha güçlü. Çünkü yapılan en son çalışmalar sebze ve meyvelerin artık psikolojik sağlığımız üzerindeki etkisini kanıtlıyor. Araştırmacılar, daha fazla meyve ve sebze yiyerek mutluluk ve esenliğin aslında artırılabileceğini düşünüyor.
Hayata karşı olumlu tutum yiyin
Ne yersek oyuz. Üstelik bu sadece kemiklerin, kasların, metabolizmanın ve organların durumuna değil, aynı zamanda ruh halimize de yansır. Çok sayıda araştırma, son on yılda belirli gıdaların psikolojimiz üzerindeki etkisini inceledi. Temel yönler ise şu şekilde:
- Duyular: Koku ve tat, hatıralar ve duyularla yakından bağlantılıdır. (beklenti, güvenlik, iğrenme vb.)
- Hormon kontrolü: Örneğin serotonin sentezi için gereklidir.
- Bağırsak-beyin ekseni: Bağırsaktaki bakteriler, psikoaktif haberciler üreterek beyinle iletişim kurar.
- Gıda bileşenlerinin doğrudan beyne etkisi: Örneğin, çikolata ve esrar benzer etkiye sahip maddeler içerir.
Daha fazla meyve ve sebze, daha iyi zihinsel esenlik demek
Fiziksel sağlığımız için zaten kanıtlanmış birçok faydasına ek olarak, yeni araştırmalar beslenmenin zihinsel sağlığımız ve memnuniyetimiz üzerindeki etkisini de ortaya koyuyor. Herhangi bir kişi, sık sık meyve ve sebze tüketimi ile mutluluğunu ve refahını çok kısa sürede artırabiliyor. Örneğin son yapılan bir araştırmada 40.000’den fazla İngiliz’den gelen veriler analiz edildi. Yaş, gelir, medeni durum, çalışma durumu ve eğitim düzeyi gibi diğer yaşam tarzı faktörleri dikkate alındığında, meyve ve sebze tüketiminin psişemiz üzerindeki doğrudan etkisi olduğu bir kez daha kanıtlandı.
Sık sık meyve ve sebze tüketiminin olumlu etkisinin nedeni henüz net olarak kanıtlanamamıştır. Bilim adamları, diğer şeylerin yanı sıra antioksidanların ve kompleks karbonhidratların parçalanma ürünlerinin beynimiz üzerinde doğrudan bir etkisi olduğunu düşünüyor. Ayrıca bunun yerine bol miktarda taze, bitki bazlı yiyecekler tüketilirse, “batı tarzı beslenmenin” neden olduğu olumsuz etkiler yok edilebilir. Yani çok fazla meyve ve sebze tüketen insanlar, diğerlerinden daha fazla psikolojik refah ve daha fazla memnuniyet hissediyor.
Akdeniz diyeti depresyonu hafifletebilir
Doğru beslenme, depresyonlu insanlar üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. 2017’de Avustralyalı araştırmacılar, randomize vaka kontrollü SMILES çalışmasına katıldılar. Beslenme ve depresyonun nasıl ilişkili olduğu sorusuna odaklanan araştırmada denekler orta ila şiddetli depresyondan mustaripti. Çalışmada katılımcılar iki gruba ayrıldı; önceki sağlıksız beslenmeyi sürdürmek ve Akdeniz diyetine geçenler… Sonuç, Akdeniz diyeti uygulayan grubun 12 hafta sonra depresif hastalıklarında önemli bir iyileşme görmesiydi. Özellikle de menüdeki; zeytinyağı, baklagiller meyve ve sebzeler, balık ürünleri artırıldı. Beyaz un, rafine şeker, alkolsüz içecekler, şarküteri ürünleri, kızarmış yiyecekler, tatlılar gibi yüksek oranda işlenmiş ürünler çıkarıldı.
Beyaz ekmek, patates kızartması ve şeker sizi agresif yapar mı?
Lezzetli ama ne yazık ki tehlikeli… Şöyle ki, cezaevi mahkûmları genellikle bu yiyeceklere her gün ulaşıyor ama meyve ve sebzelere dokunmadan bırakıyorlar. Oxford Üniversitesi’nden bilim adamları, artan vitamin alımının cezaevlerinde saldırganlığı ve şiddet içeren davranışları azaltmaya yardımcı olabileceği tezini öne sürdüler ve haklı çıktılar. Çalışmanın sonucuna göre iyi bir vitamin ve eser element kaynağının, standart gıda verilen gruba kıyasla şiddet olaylarını yaklaşık %37 oranında azalttı.
O zaman daha çok sebze, daha çok meyve…
Sebze ve meyveler çok faydalı olabilir ancak nasıl ve ne kadar tüketildiği çok önemlidir. Burada önemli olan yavaş yavaş da olsak meyve ve sebze tüketimini artırmaktır. Ancak unutulmamalı ki, yüksek şeker içeriğine sahip meyvelerin uzun süre aşırı tüketimi, yüksek kalori yükü nedeniyle alkolsüz karaciğer yağlanmasına neden olabilir. Çoğu doktor, meyve ve sebze tüketimi için 10 porsiyonu önerir ancak burada sebze ve meyve dengesi çok önemlidir. Örneğin, günde 7 porsiyon sebze ve 3 porsiyon meyve tüketilebilir.
Glisemik indeksi düşük meyveleri tercih edilebilir. Örneğin; narenciye veya çilek gibi… Fiziksel zorlanma da seçimde rol oynar. Sporcular ve fiziksel olarak zorlu şartlarda çalışan insanlar, çok fazla şeker/kalori ile sorunsuz bir şekilde daha fazla meyve tüketebilirler. Kısacası meyve ve sebzelerin olumlu etkilerinden en iyi şekilde yararlanabilmeniz için seçim yaşam tarzınıza göre uyarlanmalıdır.