Beslenmenize Biraz Renk Katın
Rehber olarak kullanabileceğiniz birçok beslenme kuralı vardır. Ancak mükemmel sağlıklı beslenme başlı başına bir bilimdir ve elbette herkes için aynı değildir. Bununla birlikte, sıklıkla kendinizi strese sokar ve mümkün olduğunca sağlıklı beslenmek için kendinizi baskı altına alırsak bu durum zamanla zorlayıcı bir sürece dönüşebilir. Oysa beslenmeyi biraz eğlenceli hale getirerek bu süreci keyifli bir hala dönüştürmek mümkün. Bunun için olabildiğince renkli beslenmeli ve doğanın renk kartelasını tabaklara taşımalısınız. İşte renkli beslenmenin faydaları…
Sağlıklı beslenmenin ilk kuralı, renklenin!
Evet, sağlıklı beslenmeyi özetleyen bir kural vardır; haftada en az 25 farklı bitki bazlı besin tüketmek. 25 çeşit bitki bazlı besin kulağa biraz zor ve korkutucu gelse de bunu yapmak mümkün. En az 25 farklı bitki bazlı gıda, mümkün olduğunca çeşitli yemek anlamına gelir. Bu yüzden her gün kahvaltıda kırmızı elmayı, akşamları kırmızı biberi değil, armut, incir, patlıcan, hindiba, lahana, pırasa, fasulye ve rezeneyi de tabağınıza koyun.
Bu neden bu kadar önemli?
Her gıdanın farklı makro ve mikro besin bileşenleri vardır. Sadece çeşitli bir diyetle beslenen ve bu nedenle birçok farklı kaynağa sahip olanlar, tüm vitaminlerin ve eser elementlerin iyi bir şekilde tedarik edilmesini sağlayabilir. Aynı zamanda bağırsaklarımız ve bağırsaklarımızda yaşayanlar için de bu bir hediyedir. Bağırsaklarımız, sağlığımızın merkezi olarak merkezi organ ve kontrol merkezi olarak kabul edilir. O iyiyse biz de iyiyiz. Bu nedenle bağırsak sakinlerini memnun etmek önemlidir.
Bağırsaklarımızda milyarlarca bakteri yaşıyor. Çoğu, bağırsak duvarımızı güçlendirmemize, hormonlar oluşturmamıza ve patojenlerle savaşmamıza yardımcı olur tabi onlara yeterince yiyecek verirsek… Bu nedenle beslenme listemiz lif içeriği yüksek ve çeşitli olmalıdır. Ne kadar çeşitli yersek, iyi bağırsak sakinlerimizin çeşitliliği o kadar fazla olur. Sonuç ise daha güçlü bir bağışıklık sistemi, iyi sindirim, daha iyi bir ruh hali, daha dengeli bir hormon dengesidir.
Bitki besinlerine yer açın
Bitkisel gıdalar daha iyidir. Hayvansal ürünlerin aksine, bitkisel gıdalar ikincil bitki maddeleri içerir ve aynı anda az kalorili mikro besinler açısından zengindirler. Daha önce de belirtildiği gibi beslenme lifi, bağırsaklarımız için çok önemlidir. Çünkü mikro besinler vücudumuzdaki hemen hemen tüm süreçlerde yer alır. Örneğin; makro besinlerin kullanımında, metabolizmada, hormon dengesinde, enerji arzında, kemik metabolizmasında… Bu nedenle tedarik edilen mikro besinlerin çeşitliliği sağlığımız için çok kritiktir.
Bitki bazlı gıdaların bir başka avantajı da fitokimyasallarıdır. Adından da anlaşılacağı gibi, bunlar sadece bitkilerde bulunur. Orada renklendiriciler, kokular ve tatlandırıcılar olarak hizmet ederler. İkincil bitki maddeleri bitkilere ve gıdalara güzel renklerini verirmekten fazlasına sahiptir. Dolayısıyla mutlaka beslenme rutinimiz içinde yer almalıdır.
Beslenme içinde denge olmalı
Beslenmede denge anahtardır. Her gün sağlıklı ve bol miktarda bitkisel gıda tüketmek zorunda değilsiniz, ama düzenli ve dengeli bir şekilde tüketmelisiniz.
Kural da yok yasak da yok
Bu altın kuralın özelliği nedir? Diğer tüm tavsiyelerin, trendlerin ve diyetlerin aksine herhangi bir yasak içermemesi… Sağlıklı beslenmek, düşük kalorili yemek yemek veya belirli besin gruplarından kaçınmak anlamına gelmez. Bunun yerine odak sağlıklı, bitki bazlı gıdalar üzerinde olmalıdır. Bunlardan yeterince yerseniz, otomatik olarak daha az işlenmiş, farklı yiyecekler yemiş olursunuz. Meyve ve sebzelerin kalorileri genellikle çok daha düşük olduğu için kilo alma konusunda endişelenmenize gerek yoktur. Bu yüzden kendinizi çok fazla zorlamayın ve bunun yerine daha çok bitki bazlı gıdalara odaklanın.
Bitki çeşitliliği nasıl başarılı olur?
Bir haftada gerçekte kaç tane bitki bazlı gıda yediğinizin farkında olun. Pazartesi sabahı bir kâğıt alın ve o gün yediğiniz tüm meyve ve sebzeleri, kuruyemişleri, tohumları, otları ve bakliyatları yazın. Mümkünse sadece bütün, işlenmemiş gıdaları sayın. Haftanın sonunda, halihazırda ne kadar sebze ve benzeri yemek yediğinize dair bir genel bakışa sahip olacaksınız.
Miktarı adım adım artırabilirsiniz
- Neredeyse hiç bitki bazlı yiyecekler yemiyor musunuz? Öncelikle günlük meyve ve sebze tüketiminizi artırın. Bunun için 5-7 porsiyon sebze ve meyve ile başlayabilirsiniz. Çeşitliliği artırmaya beğendiğiniz çeşitlerle başlayabilirsiniz.
- Zamanla yeni çeşitlere ulaşabilirsiniz. Bazen şeftali yerine nektarın, bazen elma yerine armut tercih edebilirsiniz.
- Tek renkten farklı yiyecekler yiyin. Marketinizdeki çeşitliliği deneyin ve farklı renkte meyve ve sebzeler alın. Her seferinde kırmızı domates yemekten sıkıldıysanız pancarı da deneyebilirsiniz.
- Pazarlarınıza da göz atın. Pazarlar marketlere göre çok daha çeşitli mevsimsel yiyecekler sunar. Bu da otomatik olarak daha fazla çeşit ve farklı türde yemeniz anlamına gelir.
- Tabağa renk katın: Günde bir öğünü olabildiğince renkli yapın ve tüm renk paletini kaplayın. Rengarenk bir sonbahar salatası için hemen mutfağa gidebilirsiniz.
- Toplu alışveriş: Bu sadece çevre için iyi olmakla kalmaz, size daha fazla esneklik sağlar. Alışılagelmiş büyük paketler yerine çok daha çeşitli bir şekilde alışveriş yapabilirsiniz. Bir kilo sebzenin sadece bir paket turuncu havuçtan oluşması gerekmez, mor veya sarı havuç ve tatlı patates de seçebilirsiniz. Buna ek olarak en sevdiğiniz elmalardan oluşan bir paket yerine üç farklı elma türü seçebilirsiniz.
- Her hafta yeni bir tarif: Her hafta yeni bir yemek pişirin ve otomatik olarak daha farklı yiyecekler elde edeceksiniz.
Bu ipuçlarını uygularsanız ve yeni bir şeyler denemeye devam ederseniz, bitki bazlı gıdalarınızın sayısını ve miktarını kademeli olarak artıracak ve onlardan birçok yönden yararlanacaksınız.